İnsan böyle düşüne düşüne ağlar ya.Olsun !
''Allah var ya. Allah Kerim, Allah yâr ya''
MİLLİ MÜCADELEDE KADIN ![]()
Kara Fatma 1888 yılında Nene Hatun gibi Erzurumda dogmuştur.Yürekli cesur Kürt kızı yurdun her yeri zulüm altındeyken ,emperyalizm yurdumuzu karış karış işgal ederken kadın haline aldırmadan düşer yola bir kurşun gibi atılır meydanlara o kurşun sesi halen yankılanır kulaklarımızda.
İstiklal Harbimizin mücahit kadınlarından olan Kara Fatma (Fatma Seher) Vanlı olan eşi Binbaşı rütbesindeyken 1919 eylülü sonlarında Sarıkamışta Şehit düşmüştü. Kara Fatmada diğer mücahidelerimiz gibi mücadeleyi asla bırakmamışlardır İstiklal Mücadelesi` ne eşinin bıraktıgı yereden devam eden Kara Fatma da Birinci ve İkinci inönü muharebeleri`ne katılmıştı.
Kara Fatma silah arkadaşları ve bir fotografı.
Kocaeli Gurubu Kumandanlığı’na İzmit’ten 24/10/1337 "12 Teşrinievvel tarihinde Müfrezeler Kumandanı Reşat Bey'den aldığım emir üzerine 9 kişilik maiyetimle eşnan harici efraddan gönüllü toplamak ve cepheye avdet eylemek üzere hareket eylemiştim. Teşkilatı tevsi ile topladığım 25 kişilik maiyetimle emr-i 'alinize muntazırım. Büyük Milletimin 'uhdeme verdiği Çavuşluk rütbesinden dolayı 'arz-ı şükran eyler ve iki seneden beri çok yorgun bulunduğumu da arz ederek İzmid civarında veya cephe gerilerinde az bir müddet istirahat içün istihdam olunmaklığımı istirham eylerim efendim." Mücahide Bu istek karşısında, Kocaeli Gurubu Kumandanı Halid Bey’de Fatma Seher Hanım’a aynı gün şu telgrafı çekmiştir. Tegraf Geyve İstasyonu 170 24/10/1337 30 İzmit’te Mücahide Fatma Seher Hanım’a Emr-i ahire kadar maiyetinizle birlikte İzmit’te istirahat etmeniz muvafıktır. Kocaeli Gurubu Komutanı Halit Paşa
Unutulan Kahraman: Kara Fatma Kara Fatma, 1930'lu yıllarda büyük bir perişanlık içerisindeydi. Bu yıllarda kendisiyle röportaj yapan gazeteci Mekki Sait Bey'e acı ve üzüntü içerinde şunları anlatmıştır. "İşten bahsediliyor... İş bulamıyorum ki... Kapıcılık, kolculuk bulsam çöplüğe de razıyım. Kızımla torunlarıma bakayım. -Kaç yaşındasın? -55 yaşındayım. Askere 24 yaşında girdim. Seferberlikte Kars, Kağızman, Beyazıt taraflarında çalıştım. 275 kişilik bir çetenin reisi idim. İstiklal Harbi'nde Garp Cephesi'nin hemen her tarafında bulundum. Bereket Alakaya taarruzunda, sonra Düzce'de eşkıya ile müsademede Sivrihisar'da, birde Değirmendere'de yaralandım. Bunlardan başkan ufak tefek sıyrıklar, çizikler onları saymıyorum. Kızımın parmaklarını da şarapnel kesti. Zavallı yarı deli vaziyettedir. Yetimleri bana kaldı. Çalıştığım sürece amirlerimin takdirlerini kazandım. Bütün sefaletimi unutturan, beni yaşatan bu İstiklal madalyasıdır. Açım ama şerefliyim! Kadıncağız ağlamaya başladı. -Bazen çocukların elinden tutuyor "Şu yetimler aç kalmış ölecekler..." diye torunlarım olduğunu sezdirmeden, onlar için yardım toplamaya çıkıyorum. Ne yapayım siz söyleyin! (Yedigün, 9 Ağustos 1933, s.10)
|
1378 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |